26 Mart 2011 Cumartesi

Bolşevik İhtilali

1917 yılının ve yeni zamanlar tarihinin en önemli olayını şüphesiz Rusya’daki Bolşevik İhtilali

teşkil etmektedir. Bu ihtilalin derin sebeplerini, Fransız ihtilalinden beri Rusya’nın içinde meydana gelen uzun gelişmelerde aramak gerekir. Bu gelişmeleri de üç unu nokta tarafındın toplayabiliriz. Fikir akımları, köylü meselesi ve işçi meselesi.
Rusya’daki Fikir Akımları: Fransız İhtilalinin ortaya çıkardığı liberal akımın etkisiyle Rusya’da, 1825 Aralık ayında Dekabrist ayaklanması denen gayet dar çerçeveli bir ayaklanma olmuş, fakat bu ayaklanma çabucak bastırılmıştır. Bu hareketin çabuk söndürülmüş olması, Rusya’da fikir akımlarının gelişmesini önleyememiştir. Rusya’nın otokratik siyasal düzenine karşı fikir tepkileri genişleyerek devam etmiştir. Yalnız bu fikir akımlarının bir özelliği olmuştur. Rus aydınları, otokratik düzenini yıkarak, yerine başka bir siyasal düzen açısından bakmamışlar, siyasal düzenin ıslahını sosyal düzene yeni bir biçim verilmesinde aramışlardır. Çünkü sosyal yapının durumu ve başlangıçta özellikle köylünün durumu aydınları böyle bir düşünce şekline götürmüştür.
19. yüzyıldı ortalarından itibaren Avrupa’da Maksizmin ortaya çıkması, ilgi çekici bir özellik olmak üzere, Rus aydınları arasında bu doktrinin geniş bir şekilde yayılması sonucunu vermiştir. Halbuki Karl Marx, kendi fikir sistemini kurarken, hiç önem vermediği memleket Rusya idi. Marş bir proleter ihtilalinin gerçekleşmesi için görmüştü. Rusya’nın tarımsal ekonomik yapısı, Marx’ın düşünce ve ümitlerinde yer almamıştır. Fakat marksizmi gerçekleştiren de bu Rusya olmuştur.
Mamafih şunu da belirtelim ki, sosyalizm konusunda Rus aydınları arasında da çeşitli fikir ve düşünce farklılıkları olmuştur.
Köy meselesi: köylü meselesi ve bu meselenin geçirdiği gelişmeler de Rusya’da Marksist fikirlerin yayılmasında önemli bir rol oynamıştır.
İlk Rus aydınları, otokrasinin yerine kuracakları yeni siyasal düzenin temelini köyde ve köylüde görmüşlerdir. Topraksızlık ve açlık köylünün devamlı ve temel problemiydi. Rus talkının beşte dördü tarımla geçiniyordu. Buna karşılık toprakların ancak dörtte birin sahipti. Toprakta feodal düzen hakimdi. Kulak denen zengin köylü nüfusun yüzde 10 unu teşkil ettiği halde, toprağın yüzde 35’ine sahipti. Öte yandan köylü, asilzadenin toprağında bir serfti. Adeta bir esirdi.
Bu durumu düzeltmek için Kırım Savaşından sonra, 5 mart 1861 de “Kurtuluş Kanunu” yayınlandı. Bu kanunla köylü esir durumdan kurtarılıyor ve köylüye toprak veriliyordu. Lakin bu tedbir yürümedi. Çünkü bir defa, köylüye kötü topraklar dağıtılmıştı. İkincisi, köylüye toprağın mülkiyeti değil, kullanma hakkı verilmişti. Bu hak için de köylü toprağın sahibine karşılığını ödeyecekti. Bu ödeme ise, Barscina Obruk sistemine göre olacaktı. Barsçina sisteminde, köylü, aldığı toprağa karşılık, her yıl bu toprak sahibi için bir süre çalışacaktı. Obruk sisteminde ise, her yıl toprağın sahibine belli bir para ödeyecekti. Köylüye verimsiz ve kötü toprak verilmesi sebebiyle, köylü. Ne hizmet ne de para borcunu ödeyebildi ve toprak sahibi ile yaptığı anlaşmalarla, bir süre sonra yine eskisi gibi esir durumuna düştü.
Bu durumdan ötürü köylünün bir kısmı toprakla uğraşmaktan ve toprak almaktan vazgeçti ve şehirlere akın etti ki, 4 milyon kadar tutan bu insan kitlesi Rus proleteryasının temeline teşkil etmiştir.
Kurtuluş Kanununun bu başarısızlığı, Narodnik veya Narodniçestvo denen Halkçı hareket’in ortaya çıkmasına sebebiyet verdi. Sosyal değişmeyi gerçekleştirmenin çaresini aydınlar köylüyü aydınlatmada buldular ve 1870 lerden itibaren köylere akın ettiler. Bir yandan hükümetin bunu hoş karşılamaması, bir yandan da köylünün aydında olan güvensizliği bu hareketi başarılı kılamadı. 1881’de II. Alexsandr’ın Narodnaya Volya (Halkın İsteği) adlı aşırı bir derneğin üyeleri tarafından öldürülmesi üzerine, Halkçılar Rusya’dan kaçmak zorunda kaldılar.
İşçi Meselesi: Halkçı hareketin başarısızlığı Marksist hareketi kuvvetlendirdi. Çünkü 1800’lerden itibaren Rusya’da endüstri gelişmeye ve bir işçi kitlesi ortaya çıkmaya başladı. Endüstrinin gelişmese ve Kurtuluş Kanununun başarısızlığı birçok köylüyü şehirlere çekti ve şehirlere akın başladı. Bu köylüler şehirlerde gayet kötü şartlar içinde yaşıyorlardı. İşçilerin duruma da köylüden iyi değildi. 12 – 14 saatlik iş günü, iş ve yaşama yerlerindeki sağlık şartlarının kötülüğü, ücretlerin azlığı, birçok hallerde ücretin yüksek fiyatla hesaplanan mal şeklinde ödenmesi, çocukların çalıştırılması, işçi kitlesini göze çarpan özelliği idi. Bu sebeplerle, 1880’lerden itibaren sık sık grevlerin çıktığı görüldü ve bunun sonucu olarak da sendikacılık faaliyeti ortaya çıktı. 1907 yılında sendikaların üye sayısının 250.000 olduğunu söylemek, işçi sınıfının kuvveti hakkında bir fikir vermeye yeter.

Bu temel faktörlerin etkisiyle Marksizm günden güne kuvvetlendi. Rus marksizmin ilk hareketini Narodnik hareketi teşkil eder. Bu hareketin etkisiyle Rusya’da çeşitli Marksist dernekler kurulmuştur. Bunlardan bir tanesi de 1895 Lenin tarafından Petersburg’da kurulan İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliğidir. Fakat bu faaliyeti dolayısıyla Lenin Sibirya’da iken Rus Marksistleri 1898’de Minsk Kongresinde Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ni kurdular ki, bu , Bolşevik veya bugünkü Sovyetler birliği Komünist Partisinin başlangıcıdır.
Lenin de Sibirya’da döndükten sonra, İsviçre’de Plekhanov’un etrafında toplanmış olan Rus Marksistlerine katıldı. Fakat biraz sonra bunlar ikiye parçalandılar. Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisinin 1903 de Brüksel ve Londra’da yaptığı ikinci kongrede, Rusya’da Marksist ihtilalin gerçekleştirilmesi ve bunun için de Partinin nasıl bir nitelik kazanması meselesi, görüş ayrılığına sebep olda ve Rus Marksistleri, Lenin ve etrafında toplanan çoğunluk grubu (Bolşevikleri) ile azırlık grubu (Menşevikler) diye ikiye ayrıldı. Zaman zaman yapılan uzlaşma çabaları sonuç vermedi ve 1912 Prag Kongresi bu ayrılığı kesin şekle soktu. Bolşevikler Partiye hakim oldular.
Bu ayrılığa rağmen, gerek Bolşevikler, gerek Menşevikler, gizli bir şekilde dışarıda, Rusya’da Marksist akımın gelişmesi için yoğun faaliyette bulundular. Bu faaliyetlerin sonucu olarak, Menşeviklerden Trotsky’nin liderliğinde 1905 Ocak ayında Petersburg’da bir ayaklanma oldu. Petersburg ve Moskova’da İşçi Sovyetleri kuruldu. Hükümet 1905 Aralık ayında bu ayaklanmayı bastırmaya muvaffak oldu. Bununla beraber, Çar II. Nikola da bazı hürriyetler vermeyi ve Duma’yı (Rus Meclisi) açmayı zorunlu gördü.
Savaş başladığı zaman Rusya tam bir kaynaşma içinde bulunuyordu. Duma’nın açılması, fikir akımlarının su üstüne çıkmasını kolaylaştırmış, lakin aynı zamanda da kaynaşma ve çatışmaları şiddetlendirilmişti. Savaşın güçlükleri, savaşta başarı elde edilememesi, boğazların açılmaması ve Rusya’nın Müttefiklerden yardım alamaması iç şartları günden güne gerginleştirdi ve halkın gıda sıkıntısı da buna eklenince, 8 Mart 1917 de Petersburg Sovyet Cumhuriyeti ilan edilmesini istiyordu. Sovyet yetkilileri ile Duma temsilcileri arasında yapılan iki günlük görüşmelerden sonra, 14 Martta liberal bir geçici hükümetin kurulmasına ve Çarın istifa etmesine karar verildi. Prens Lvov başkanlığında geçici bir hükümet kuruldu. İhtilalci Sosyalistlerden Kerensky Harbiye Bakanı oldu.
Çar II. Nikola tahttan çekilme kararını kabul etmedi ve askerle Petersburg üzerine yürümek istedi. Generallerden hiçbiri buna yanaşmayınca 16 Mart sabahı tahttan feragat etti. Üç yüz yıldan beri devam eden Romonof hükümdarlığı sona eriyordu.
Geçici hükümet, işe başlar başlamaz savaşa devam kararı verdi. Fakat şimdi Bolşeviklerin ve Menşeviklerin hücumu altındaydı. Bolşevikler azınlıkta olmakla beraber, nisan ayında Petersburg’a gelen Lenin’in “Ekmek, Barış, Hürriyet” ve “Bütün İktidar Sovyetlere” propagandası ile Bolşeviklerin kuvveti gün geçtikçe gelişti. Temmuz ayında Kerensky’in Doğu cephesinde yapmak istediği taarruz başarısızlıkla sonuçlanınca, yeni bir ayaklanma patlak verdi. Bunun üzerine Lvov çekildi ve Kerensky başbakan oldu. Ayaklanma dolayısıyla sıkı tedbirler aldı ve Lenin kaçmak zorunda oldu. Şimdi Bolşeviklere katılan Trotsky ise tevkif edildi. Mamafin Eylülde serbest bırakıldı.
Eylül ayında Generallerden Kornilov’un bir askeri diktatörlük kurmak için ayaklanması, solcuları korkuttu ve hükümeti desteklediler. Kornilov’un teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlanmakla beraber, Kerensky 14 Eylül 1917 de cumhuriyet ilan etti.
Fakat memleketin durumu karmakarışıktı. Ne orduda disiplin kalmıştı, ne idarede düzen ve otorite. Köylü zenginlerin çiftliklerine hücum edip her tarafı yağma ediyor ve yangına veriyordu. Bolşevikler bu karışık durumdan faydalanarak Trotsky’nin liderliğinde bir Askeri İhtilal Komitesi kurarak, 5 Kasımda bir hükümet darbesine teşebbüs ettiler. 7 Kasımda bir hükümet darbesine teşebbüs ettiler. 7 Kasım akşamı hükümet darbesi muvaffak olmuş ve Bolşevikler iktidarı ele geçirmişlerdi. 8 Kasımda Lenin gizlendiği yerden çıkıp Petersburg’a geldi. Rusya’da Bolşevik rejim başlamıştı.
Bolşevik hükümetin ilk işi Çarlığın gizli anlaşmalarını açığa vurmak oldu. Bundan sonra da Almanya ile barış için teşebbüse geçti.

Hiç yorum yok: