14 Mart 2011 Pazartesi

Kürt Rus İlişkileri

Kürt- Rus ilişkileri ise daha eskidir. Kürt-Rus ilişkileri Rus Çarlığı’nın Kafkasya’yı ele geçirmesi, İran ordusunu yenmesi, Ermenistan ve Azerbaycan’ı işgal etmesi sonucu Kürtlerle komşu olmasıyla başladı. 1827’de Erivan Hanlığı’nın Rusların eline geçmesiyle o bölgede yaşayan önemli sayıda Kürt, Rus egemenliği altına girdi. Ruslar bu Kürtlerin bir kısmını Dağlık Karabağ yöresine yerleştirdi. Gerek bu önemde ve gerekse 1854-1856 yılları arasındaki Kırım Savaşı’nda, bazı Yezidi Kürt aşiretlerinin dışında Müslümün Kürtler, Osmanlı ordusunun saflarında Ruslara karşı savaştı.
            1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında ise bizzat Şeyh Übeydullah-ı Nehri ile oğlu Seyyid Kbdülkadır ve Şeyh Celadet Arvasi (Karman İnan’nın dedesinin babası) komutasındaki Kürtler Osmanlı ordusuna katılarak Ruslarla savaştı.
            Bu dönemde Nakşibendi şeyhi olan Şelp Şamil’in Kafkasya’da Ruslara karşı verdiği savaşa kendilire de aynı tarikata mensup olan Şeyh Ubeydullah ve Şeyh Celadeddin’in Kürdistan’dan destek oldukları anlatılmaktadır. Hepsinin ortak şeyhi Süleymaniyeli Mevlana Halid-i Şehrozori’dir. Rusların son Botan Beyi Yezden Şer’e kendileriyle ittifak kurması için haber gönderdikleri, ancak Yezdan Şer’in bunu reddettiği bazı Rus kaynaklarında belirtilmektedir.
İttihat ve Terakki Partisi’nin Türkçü, Turancı siyasetini belirginleştirdiği ve imparatoluktaki diğer halklarda olduğu gibi sonrasında Abdürrezzak Bedirhan, Simko, Kör Hüseyin Paşa ve Şeyh Abdüsselam Barzani gibi bazı Kürtler Ruslarla ilişkiye geçerek onların desteğini almaya çalıştı. Ancak Ermeni ayrılıkçı siyasi hareketlerini destekleyen Ruslar, siz konusu Kürtlere ciddi bir destek vermeyip sadece Maku yöresinde bir Kürt okulu açılmasına için verdiler. Birinci Dünya Savaşı’nda ise Kürtler bütün güçleriyle Ruslara karşı koydular. [1]


















[1] Altan Tan, Kürt Sorunu, Timaş yay., İst. 2009, S. 141-142

Hiç yorum yok: